
Rabia
Esma’ya…
içimin göğünde
çocuksu ırmaklar ölüyor rabia bilekleri kesiliyor insanlığın nil’in dudaklarında pıhtılaşmış kan, fırat'ın gözlerinde damar damar intihar bu nasıl bir yazgıdır rabia bu nasıl bir şarkıdır?
evrensel kabiller dolaşıyor bebek hâbillerin düşlerinde.
sarhoş salonlardan yasak meyvalar, fiks menü fermanlar ilan ediliyor durmadan. uzak menzilli bu manşet üstü füzeler bu satırarası bombalar
hangi çağın çağrısı
bu kavruk,
bu savruk hâl nedir rabia?
dünyanın ortası koca bir kuyu kuyular kazılıyor kuyu içinde kuyudaki kim rabia,
kuyaya atan kim?
ah rabia,
ah esmer gölgesi insanlığımızın;
alnına değen bu sıcak
bu ölümcül dudak
hangi haramînin öfkesinden gebedir?
herşeyin bir gölgesi var çocukların neden yok rabia?
dillerde koca bir kefen sessizliği
gölgesi öldü çocukların rabia!
eski kentin, bu esrik saatinde tılsımı bozuldu tüm uzun koşuların, konuşmaların! bir bir başı kesildi tarçın kokularının gölgesinde
büyüttüğün anıların. istasyonların, meydanların hükmü yitiyor artık bitiyor en güzel şarkısı
mavi kırlangıçların.
kelebekler sustu rabia.
şairler sustu.
tarihe gömüldü nehirler
şehirlerin nutku tutuldu.
***
ayağa kalk rabia!
“direniş” deyip devir tüm devlerini çağın!
devrim şarkıları büyüt meydanlarda
yeniden dirilsin dudaklarda dualar,
tutsak leylaklar kurtulsun,
kınalansın serçe bakışlı akşamlar!